Tunceli Ovacık Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu, 27 Eylül 2018 Perşembe günü Perpa’ya Geliyor.
Başkan Fatih Mehmet Maçoğlu, Perpa Sanayici ve İş Adamları Derneği, PERSİAD‘n konuğu olarak 27 Eylül Perşembe Günü Saat: 17:00’de Ovacık Doğal ürünler kermesinin açılışını yapacak. Kermes bir hafta süre ile açık kalacak olup Nohut, Kuru Fasulye, Bal, Pekmez gibi tüm ürünleri Perpa’dan temin edebilirsiniz.
Yine aynı gün saat: 17:30’da Fatih Mehmet Maçoğlu, Erdal Emre’nin yazdığı, ”Ovacık’tan Yeşeren Umut, Komünist Başkan” adlı kitabını imzalayacak.
Yine aynı gün saat:19’da Perpa A Blok Konferans Salonu’nda Fatih Mehmet Maçoğlu ile ”Belediyecilikte bir başarı öyküsü: Ovacık Deneyimi” konulu söyleşiye katılacağız.
Perpa Sanayici ve İş Adamları Derneği, PERSİAD’ın düzenlediği etkinlik için 0212 222 38 13 nolu telefondan detaylı bilgi alabilirsiniz.
Perpa Ticaret Merkezi’ne İstanbul’un her yönünden metrobüs ile en fazla 30 dakikada ulaşabilirsiniz.
Fatih Mehmet Maçoğlu
Fatih Mehmet Maçoğlu, laborant ve Ovacık belediye başkanı. 2014 Türkiye yerel seçimlerinde Türkiye Komünist Partisi’nden aday olarak seçilen Maçoğlu Türkiye’nin ilk TKP’li belediye başkanıdır. Maçoğlu, Türkiye Komünist Partisi ile Demokratik Haklar Federasyonu’nun seçimdeki ortak adayı idi.
Ovacık Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Hakkında Bilgiler
Sınırlı sorumlu ovacık 94 mahallesi tarımsal kalkınma kooperatifi daha önce OVACIK BELEDİYESİ’NİN sürdürmüş olduğu doğal tarımsal üretim çalışmalarının üretimdeki örgütlü alanıdır.
Öncelikli amacımız emeği ve doğayı değersizleştiren devlet ve sermayenin tükettiği kolektif bilinci, üretim aşamasında yeniden diriltmek, dayanışmayı sağlamak ve doğayı koruyarak insanları sağlıklı gıdayla buluşturmaktır.
Bu sistem içinde gıda egemenliğini tek başına kapitalizme bırakırsak sağlıklı gıdanın hayal olacağını bilmemiz gerek. Çünkü kapitalizm üreticilere kullanması gereken tohumu, ilacı, kimyasal gübreyi, fiyatı dayatır ve de çiftçiyi kendine bağımlı hale getirir. Biz gıdada ki endüstriyel üretim tarzına karşı geleneksel üretimi savunuyoruz ve sisteminin merkezine üretici ile tüketiciyi koyuyoruz. Aracı ve tüccarları aradan çıkarıyoruz, üreticiden tüketiciye ulaştırıyoruz.
Tüketici tükettiği gıdanın hangi şartlarda, nasıl ve nerede üretildiğini bilmesi gerektiğini savunuyoruz. Endüstriyel tarımda maalesef bu mümkün değil ve zaten endüstriyel tarımın böyle bir derdi de yok ve asla da olmayacak. Kooperatif olarak yalnızca kendi bölgemizdeki üreticilerin ürünlerini, yerinde denetimlerini yaparak alıyoruz.
Endüstriyel üretim karşı kolektif üretimi, endüstriyel pazarlamaya karşı dayanışma odaklı pazarlamayı savunuyoruz. Gıdalara ilişkin mevcut hijyen yasa ve yönetmelikleri, çiftçileri gıda zincirinin üretim halkası haricindeki tüm halkalarından dışlamayı amaçlıyor.
Çok uluslu süpermarket zincirlerinin tercihlerine göre düzenlenen bu hukuk sistemi, çiftçilerin kendi ürünlerini işlemesini pratikte imkansız hale getirmenin yanında dağıtım kanallarının varlığını tehdit etmek suretiyle kasap, manav, bakkal gibi diğer küçük ölçekli alternatif işletmeleri de çok uluslu tarım şirketleri ve süpermarketlerin boyunduruğuna sokuyor.
Günümüzde tüketici, besin değil ambalaj satın alarak, güzel ambalajlar içerisinde yer alan ancak sağlığı son derece tehlikeye atan, besleyici değeri neredeyse kalmayan ürünlere mahkum hale geliyor. İnsan ömrü, raf ömrüyle ölçülüyor. Endüstriyel tarım bunu gıda güvenliği ve hijyeni adı altında pazarlama ve reklam hileleri ile yapıyor.
Kapitalist fiyat politikalarına karşı adil fiyat politikasını savunarak sağlıklı, organik gıdaya ulaşımı temel bir hak olarak görüyor ve üst sınıfların tekelinden çıkarıyoruz. Ürünlerimizin alış ve satış fiyatını üreticilerimizle beraber belirliyoruz. Asla sermaye oluşturma amacı taşımıyor, gelirimizi yalnızca kooperatif fonlarına aktararak toplumla paylaşıyoruz.
Emeği sömürü alanı olarak değil , örgütleme alanı olarak görüyor, ağır işler hariç kadınlarımızı istihdam ediyoruz ve insanca bir yaşam için çalışanlarımızın haftalık çalışma saatlerini 39 saatle sınırlandırıyoruz. Mevsimlik çalışan işçilerimizin sgk girişlerini yaparak sosyal güvenliklerini sağlıyoruz. Hasadımızı , ürün eleme ve paketleme işlerini mümkün olduğunca elde yaparak iş imkanı yaratıyoruz.
Bir bitkiyi ekerken diğer canlılarında o toprakta yaşam hakkı olduğunu savunuyoruz.
Toprağımızı asla kimyasal gübre ve ilaçlarla kirletmiyoruz. Bakliyat paketlemede ambalaj olarak bez torba kullanıyoruz. Bez torbalarımızı Pülümür ve Ovacık ilçemizde kadınlarımıza yaptırıyoruz.
BAL
Balımızı coğrafyamızın yüksek rakımlı yaylalarında çevresel kirlilikten uzak bölgelerinde üretiyoruz. Her arıcımızın balı kendi doğasının çiçek karakterini yansıtmakta ve bundan dolayı aroması farklılık göstermektedir. Bal mumumuzu Tunceli İli Arı Yetiştiricileri Birliğinde kendimiz işliyoruz. Böylelikle mumdan kaynaklı kirlenmenin önüne geçiyoruz. Yalnızca laboratuvar analiz denetimi yapmıyor, aynı zamanda arıcılarımızı sezonda iki defa yerinde kendimiz denetliyoruz.
Parametre | Gıda kodeksi kriteri | KOOPERATİF kriteri |
Hmf | 40 mg/kg altı olmalı | 15 mg/kg altı olmalı |
Prolin | 300 mg/kg üzeri olmalı | 500 mg/kg üzeri olmalı |
C4 şeker oranı | %7 altı olmalı | % 0 olmalı |
Nem | % 20 altı olmalı | %16 altı olmalı |
HMF balın ısıtılması veya sıcak yerde depolanmasından dolayı balda ortaya çıkan kanserojenbir maddedir. Ballarımızda ışıl işlem uygulaması yapmadığımız için HMF oranı da düşük olmaktadır. Bu nedenledir ki ballarımız erken kristalize ( şekerleşme) olur. bu balın kendi doğal yapısından kaynaklı bir durumdur ve 45 derece sıcak su içinde, içine su girmeyecek bir şekilde ısıttığınızda tekrar eski haline dönmektedir.
Prolin balın kalite parametrelerinden biridir. Gıda kodeksi çiçek ballarında 300 mg/kg üzerindeki balları kodekse uygun bulmaktadır. Bizler ise çıtayı daha yukarı taşıyarak 600 mg/kg üzeri bir kriter koyarak kaliteyi arttırıyoruz.
C4 şekerleri bala dışardan eklenen mısır şurubu vb. şekerlerdir. Gıda kodeksi çiçek ballarında % 7 oranına kadar bunu kabul etmektedir. Kooperatifimiz ise bu oranı “0” olarak kabul etmektedir.
Nem, balda bulunan su oranıdır. Olgunlaşmamış, erken hasat edilen ballarda bu oran yüksektir. Gıda kodeksinde bu oranın üst sınırı % 20dir. Bal firmaları nem miktarını azaltmak için ısıl işlem uyguladıklarında HMF değeri artacağından ayarlanması zor bir parametredir. Ballarımızda bu oran ısıl işlem uygulamadığımızdan ortalama % 10 değerindedir.
BAKLİYAT
Kooperatif olarak sürdürülebilir doğal tarım çalışmaları kapsamında çiftçilerimizi bilinçlendirerek, geleneksel üretimi savunup toprağımızı, suyumuzu ve doğamızı koruyoruz. Çiftçilerimizle beraber ortak ekimler yaparak kolektif üretim bilincini oluşturuyor, üreticiden tüketiciye aracısız ulaştırıyoruz. 2018 yılı için Kızık köyümüzde 20 çiftçimiz ile ortak ekim yapıp 500,000 m2 arazide kuru fasulye ekimi yaptık.
TUZ
Pülümür ilçemizde 400 yıldan beridir aynı yöntemlerle üretilen kaynak tuzumuzu hiçbir işlemden geçirmeden sizlere ulaştırıyoruz. Yer altı sularının kaya tuzu yataklarından geçmesi sırasında erittiği tuzu iyon halinde bünyesine alarak yeryüzüne çıkan tuzlu suyun güneşte kristalleşmiş halidir.
PEKMEZ
İlimizde Pertek ve Çemişgezek ilçesi Ulukale köyünde dut üretimi yaygındır. Çerezlik ve pekmezlik olarak üretimi yapılan dutlarımızın üretimin hiçbir aşamasında ilaç, koruyucu, glikoz kullanılmamakta, pekmezimiz kısa sürede ısıtılıp, HMF değeri yükseltilmeden, geleneksel yöntemlerle üretilmektedir. Çerezlik Ulukale dutunun en belirgin özelliği beyaz, küçük taneli ve çekirdeksiz olmasıdır.
SÜT ÜRÜNLERİ
Ovacık ilçemizde bulunan mandırada kaşar ve tulum peyniri üretimi yapmaktayız. Üretimde yalnızca mevsiminde, 3-4 aylık süre içinde, mera ve yaylalarda otlatılan hayvanların sütünü kullanıyor sütün yağını almadan tam yağlı peynir üretiyoruz.
Tebrik ediyorum… Çok güzel bir etkinlik… ve çok güzel bir haber…