Lambalı internet Li-Fi
Lambalı internet Li-Fi ışıkla internet dönemi başlıyor
Edinburg Üniversitesi’nden İletişim Profesörü Harald Haas’a göre sadece birkaç yıl içinde ampuller aracılığı ile internete bağlanabileceğiz.
Harald Haas yıllardır verinin LED ampuller aracılığıyla aktarılabileceği fikri üzerine çalışıyor. Haas şimdi ise Li-Fi sisteminin çalışan modelini yarattı.
En son TED konuşmasında bir mağazadan aldığı LED ampul aracılığıyla güneş pilinden dizüstü bilgisayara video aktarabilen Li-Fi prototiplerinden birini gösterdi.
‘’Li-Fi temel olarak Wi-Fi ile aynı, sadece küçük bir fark var; biz radyo sinyallerini kullanmak yerine veriyi kablosuz bir şekilde aktarabilmek için LED ışıkları kullanıyoruz.’’ diyor Haas. Geleneksel Wi-Fi veriyi cihazlara aktarmak için radyo sinyallerini kullanır. Şu an Wi-Fi dünyanın internet ileticilerinin neredeyse yarısını taşıyor.
Bu yüzdenin insanlar daha çok online olmaya başladıkça ve nesnelerin interneti büyüdükçe gelecek yıllarda bu oranın artması bekleniyor. Haas dahil olmak üzere bazı uzmanlar bunun Wi-Fi ağlarının ağır talep altında yavaşlamasına sebep olacak olan spektrum çatlağına neden olacağından endişeleniyorlar.
Haas, ‘’Radyo spektrumu yeterli değil’’ diyor ve devam ediyor ‘’Çok yoğun bir şekilde kullanılıyor, çok kalabalık. Bunu havaalanlarına ve otellere; insanların mobil internete erişmek istediği ve internetin korkunç derecede yavaş olduğu yerlerde görüyoruz. Böyle olacağını 12-15 yıl önce tahmin ettim ve dedim ki veriyi kablosuz olarak transfer etmenin daha iyi yolları nelerdir?’’
Veriyi görünebilir bir ışık spektrumu ile iletme fikri yeni değil. Alexander Graham Bell sesi, güneşle çalışan kablosuz bir telefona benzeyen bir cihaz olan fotofon aracılığıyla 1880 yılında güneş ışığı demeti aracılığıyla iletti. Son yıllarda da birçok araştırmacı veriyi ışık kullanarak iletmeyi denedi. Ama Haas, Li-Fi’ın anahtarının veri aktarımı için basit bir şekilde LED ampuller kullanmak olduğunu vurguladı.
Haas, ilk defa alternatif kablosuz sistemler kullanmaya başladığında LED ampuller evlerde daha çok kullanılmaya başlanmıştı ki bunda geleneksel akkor ampullere kıyasla çok daha az enerji harcamaları etkili oldu. LED ampuller ışığı hızlı bir şekilde loşlaştırabilen veya kapatıp açabilen bir sürücü tarafından kontrol edilir. Bununla birlikte Haas anladı ki veri insan gözünün algılamadığı ışığın parlaklığında ve değişiminde ince aralıklarla şifrelenebilir. Bu sebeple Haas, LED ampulünü akkor ampul ile değiştirerek deneylere başladı. Son olarak güneş paneli ve ampul ile çalışan bir iletici ve de alıcı sistemi elde etti. Araştırma İskoçya doğumlu olan Alexander Graham Bell’in anısına isim verilen Edinburg üniversitesinde tamamlandı.
Lambalı internet Li-Fi, Wi-Fi’dan çok daha hızlı
Son deneylerde araştırmacılar Li-Fi hızında saniyede 224 gigabayta kadar ulaştı. Bu hızlarda bir insan bir saniyede 20 film uzunluğunda veriyi indirebilir. Haas’ın araştırmasına göre, Li-Fi, Wi-Fi’a oranla 1000 kat daha fazla veri yoğunluğuna ulaşabilir çünkü Li-Fi sinyalleri daha dağınık olan radyo sinyallerinin aksine küçük bir bölgede toplanmıştır.
Wi-Fi’dan daha hızlı olmanın yanında, Li-Fi Haas’ın belirttiğine göre daha güvenli. Wi-Fi sinyalleri duvarlardan geçebilirken bir evde Li-Fi sinyalleri perdeler aracılığıyla ev içinde tutulabilir. Bu sistem ışıklarınızı devamlı açık tutacağınız anlamına da gelmiyor. Haas ampullerin çok kısık ayarda bile hala veriyi aktarabileceğini belirtiyor.
Lambalı internet Li-Fi teknolojisi
Şimdi Haas’ın şirketi PureLiFi sınırlı sayıda olan kurumsal müşterileri için Li-Fi yönlendiricileri üretmeye başladı. Önümüzdeki yıllarda bu yönlendiricileri pazarda yaymayı planlıyorlar. Li-Fi kolay bir şekilde önümüzdeki iki yıl içinde işletme ve endüstriyel kullanımlarda kendi yolunu bulabilir.
Buradan yola çıkarsak, Li-Fi’ın evlere girmesi de uzun sürmeyecek. Sistem kolay bir şekilde bir LED ışığıyla herhangi bir cihaza bağlanabilir. Son olarak bu da Nesnelerin İnterneti dönemini çok daha hızlı gerçekleştirebilir. Haas ayrıca Li-Fi teknolojisini, interneti tepe ileticiler ve çatı güneş panelleri kullanarak uzak konumlara taşıma aracı olarak görüyor. LED sokak ışıkları bile dış mekan Li-Fi ağını kullanmanın bir şekli haline gelerek şehir içinde yürürken internete bağlı kalmayı mümkün kılabilir.
Sadece Li-Fi’ın ne kadar hızlı yaygınlaşacağı belli değil. Hindistan, Kolkata’daki St. Xavier Koleji’nden araştırmacılar şöyle diyor: ‘’Li-Fi teknolojisi sayısız yarar sunmasına rağmen bu teknolojinin yaşamlarımızın bir parçası haline gelmeden önce aşması gereken belirli bariyerler var.’’ Bu bariyerler hava durumuna bağlı olarak sis gibi koşullarda Li-Fi’ın ışık engellendiğinde gücünün azaldığı gerçeğini ve benzerlerini içeriyor. Yine de araştırma, Li-Fi endüstrisinin 2018 yılından itibaren 6 milyar dolar olacağını belirtiyor.
Haas ve takımı Li-Fi’ı test eden tek insanlar değil. Çinli araştırmacılar da bir LED ampul ile çalışarak birçok dizüstünü çalıştırabilen temel bir Li-Fi prototipi geliştirdiler. Alman araştırma kurumu olan Fraunhofer Enstitüsü de Li-Fi hotspot prototipi üzerinde çalışıyor. NASA bile uzay seyahatinde Li-Fi’ın potansiyel kullanımı üzerine çalışma yapma planlarını duyurdu.
Son olarak Haas diyor ki; ‘’Akkor ampuller sadece ışığı iletir. Yirmi yıl içinde LED ampuller yüzlerce uygulamayı iletecek’’.
Lambalı internet Li-Fi hayata geçti
Evlerdeki, ofislerdeki kablolu ve Wi-Fi internetin yerine geçecek, ışık üzerinden veri trafiğinin yapıldığı Li-Fi (light fidelity) teknolojisi artık hayata geçti. Philips Aydınlatma’nın Dubai’deki Ar-Ge ofisinde ilk kez deneyimlenen Li-Fi teknolojisiyle saniyede 30 megabit hızında internete bağlanılabiliyor.
1983 yılında askeri amaçlarla hayata geçirilen internet bağlantısını sağlamak için ‘ethernet’ adında bir kablo geliştirildi. Günümüzde de hâlâ kullanılan bu internete bağlantı teknolojisinden sonra kablosuz yani Wi-Fi bağlantılar hayatımıza girdi. Radyo frekansları üzerinden verinin aktarıldığı bu teknoloji şu anda iletişimin bel kemiğini oluşturuyor.
Wi-Fi modemler, mobil internet, sesli görüşme, telsiz ve radyo sinyalleri ilk akla gelen örneklerden. Ancak önümüzdeki dönemde öyle bir teknoloji geliyor ki, internete bağlanmak için bu iki teknolojiyi de rafa kaldıracak cinsten. Bu teknolojinin adı Li-Fi (Light Fidelity/Işık bağlantısı). Verinin ışık üzerinden iletildiği bu yeni teknolojiyi geliştiren Philips Aydınlatma’nın (Lighting) Dubai’deki Ar-Ge ofisinde denendi.
Li-Fİ özel bir kutuyla bağlanıyor
Li-Fi teknolojisinde ışık insan gözünün algılayabileceğinden çok daha fazla açılıp kapanıyor. Bu açılıp kapanma frekans olarak adlandırılıyor. Frekansın birimi Hertz, kısaca Hz deniyor. Genel olarak kullanılan ampuller 50 Hz dir. yani saniyede 50 defa açılıp kapanır. İnsan gözü bu kesintiyi algılayamaz ve sürekli yanıyormuş gibi görür. Tıpkı, Saniyede 28 – 30 kare hızında değiştirilen fotoğrafları hareket ediyormuş gibi algılamamıza benziyor. Videonun temeli de buna dayanıyor.
Bunu algılayan özel bir sensör ise ışığı hızlı açılıp kapanmasını veriye dönüştürüyor. Böylelikle ışıktan gelen sinyaller, kullanıcıların bu yeni teknolojiyle internete bağlanmasını sağlıyor. Li-Fi’ı kullanabilmek için bu teknolojiye uygun LED ampul ve bir alıcı/verici kutusuna ihtiyaç var. Modemden çıkan internet bağlantısı Li-Fi için hazırlanmış özel aydınlatma armatürlerine bağlanıyor. Daha sonra ışık aracılığıyla internet verileri ortama gönderiliyor. Bu veriler alıcı/verici kutusuna tarafından çözümlenerek bilgisayarda internet bağlantısına (download) dönüştürülüyor.
Bilgisayarlardan internete yüklenen (upload edilen) veriler ise gözün algılayamadığı başka bir ışık kaynağı aracılığıyla alıcı/verici kutusu üzerinden aydınlatma armatürü üzerindeki alıcıya gönderiliyor. Bu veriler modeme iletilerek internete yükleme yapılabiliyor. Kısacası tüm internet iletişimi radyo frekansları yerine ışığın içine gizleniyor. Şu anda Li-Fi ile internete bağlanmak için özel olarak geliştirilen bir alıcı/verici kutusunun bilgisayarlara bağlanması gerekiyor. Akıllı telefonlar ve tabletlerde ise bu teknoloji henüz kullanılamıyor.
Lambalı internet Li-Fi Fransa’da kullanılıyor
Philips Aydınlatma Ortadoğu Pazarlama Yöneticisi Aslı Okar, internet bağlantısı için geleceğin en önemli teknolojisinin Li-Fi olduğunu belirterek, “Li-Fi teknolojisi ilk kez geçtiğimiz haftalarda Fransa’daki bir ofiste uygulanmaya başlandı. Buradaki prototip ise dünyadaki sayılı örneklerinden biri. Bu teknoloji geliştirildikçe daha fazla alanda Li-Fi kullanılabilecek. Özellikle radyo sinyallerinin karıştığı ve kritik öneme sahip olduğu askeri ve hastane gibi alanlarda Li-Fi teknolojisi önemli çözümler sunacak” dedi.
Li-Fi avantajları
Li-Fi teknolojisi şu anda saniyede 30 megabitlik bir internet hızına ulaşabiliyor. Bu da Li-Fi teknolojisinin ev veya ofislerdeki ADSL ve 30 mbps’ye kadar fiber internet kapasitesini karşılayacak durumda olduğunu gösteriyor. Philips’in testlerinde Li-Fi üzerinden internetteki videoların çok rahatlıkla izlenebiliyor ve hatta 6 bilgisayarın aynı anda internetteki videolara erişebiliyor.
1) Sağlığa olumsuz etkisi yok: Wi-Fi ve hücresel bağlantıların henüz kesinlik kazanmış olmasa da sağlık üzerinde olumsuz etkileri olduğu düşünülüyor. Li-Fi teknolojisinin şu anda evde ve ofiste kullandığımız aydınlatma sistemlerinden farkı yok. Tüm veri trafiğinin ışığın açılıp kapanmasıyla gerçekleştirilmesi sağlık üzerinde herhangi bir olumsuz etki yaratmayacağını gösteriyor.
2) Güvenli: Wi-Fi üzerinden yapılan hack’lemelerin ve sızmaların sayısı her geçen gün artıyor. Bunun sebebi ise Wi-Fi kapsama alanına kimin girdiğinin belirlenememesi. Li-Fi’da ise internete bağlanabilmek için ışık kaynağına yakın olunması ve alıcı/verici kutuya sahip olunması gerekiyor.
3) Gücünü elektrik bağlantısından almıyor: Li-Fi teknolojisinin yapıldığı aydınlatma armatürüne direkt olarak ethernet kablosu bağlanıyor. Ethernet kablosundaki elektrik gücü de Li-Fi’ın LED ampullerini aydınlatması için yeterli. Başka bir deyişle Li-Fi armatürlerine ayrı bir elektrik kablosu bağlanmasına gerek kalmıyor.
Kaynaklar: Hürriyet Karel
Haberler Ana Sayfa